Evlerde Radon Gazı Tehlikesi

Evlerde Radon Gazı Tehlikesi

Doğal radyoaktif elementler yerkürenin oluşumundan itibaren var ola gelmiştir. Radon gazı yerküre de doğal olarak oluşan renksiz, kokusuz,tatsız radyoaktif bir gazdır. Doğada kaya, toprak ve suda bulunan doğal uranyumun kurşuna dönüşümü sırasında ortaya çıkar. Günlük hayatta maruz kaldığımız radyasyonun %54 ü radon kaynaklıdır. Coğrafi yapıya göre yeraltından gaz ya da suda erimiş halde yeryüzüne ulaşır.

Gerek su gerekse hava ile yüzeye çıkan radon gazı, binalarda birikebilmekte ve bulunulan bölgeye göre evlerde yüksek düzeylere de ulaşabilmektedir. Radon gazı solumak, sigaradan sonra akciğer kanserinin ikinci önemli nedeni olarak kabul edilmektedir.

Son yıllarda radon gazı kapalı mekanlarda daha çok sorun yaratır hale gelmiştir. Bu durum binalarda yalıtım malzemeleri kullanımının artması, doğal havalandırmaların azalması, pişirme ve ısınmada doğalgaz kullanılması ile artmıştır.

Evlerde radon gazı ölçümü ilk kez 1956 yılında İsveç’te yapılmıştır. Türkiye’ de ise Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından ölçümler yapılmış ve kritik radon seviyesinin evler için 400 Bp/metreküp, işyerleri için 1000 Bp/metreküp olarak belirlemiştir. Evlerde bulunan radonun büyük çoğunluğu, evlerin yapıldığı bölgedeki topraktan ve yapı malzemelerinden gelmektedir. Volkanik kayalardan yapılan inşaat malzemeleri de bol miktarda radon içermektedir.

Evlerde bodrum ve zemin katları en çok radon gazına maruz kalan yerlerdir. Radon gazı havadan 8 kat ağır olduğu için yere çöker. Bu nedenle bodrum ve zemin katlarda, üst taraftan açılan pencereler havalandırmada yetersiz kalır. Buralarda pasif havalandırıcılar kullanılmalıdır.

Evlerin bulunduğu çevrede sondaj kuyularının fazla olması da yüzeye radon çıkışını arttıran başka bir nedendir.

Yeraltı suları da uzun süre kaya ve toprakla temas ettiği için yüksek oranda radon gazı içerirler. İçme ve temizlik amaçlı kuyu veya kaynak suyu kullanımından önce radon seviyesi ölçümü yapılmalıdır. Suda bulunan radon, artan su sıcaklığı ile etrafa daha çok saçılır.

Sonuç olarak toprakta, sularda ve soluduğumuz havada az veya çok mutlaka radon gazı bulunmaktadır. Günümüzde giderek artan oranda toksin yükünü bir nebze de olsa azaltmak için evlerde havalandırmanın iyi olması, binada çatlakların olmaması ve bu konunun farkına vararak teknik konularda bilinçli davranılması çok önem arz etmektedir.

Makalelerimiz