Kahve Tüketirken Dikkat!
Kahve, belki de dünyanın en sevilen ve en çok tüketilen içeceklerinden biri olarak kabul edilebilir.
Kahve içme ile ilgili olarak, enerji düzeylerini arttırması, yağ yakımına yardımcı olması, Alzheimer Hastalığı ve demanstan koruması, depresyona karşı pozitif etkiler yaratması gibi pek çok olumlu etkiden bahseden makale bulunmaktadır. Ancak tüm bu pozitif etkilere ek olarak kahvenin kavrulmuş tohumlardan yapıldığı ve bu kavurma işlemi ile ortaya çıkan akrilamid adı verilen bir kimyasal içerdiği unutulmamalıdır.
Akrilamid, 2A grubu kanserojen olarak sınıflandırılır ve sağlık açısından son derece tehlikelidir. Akrilamidin böbrek, endometriyal ve yumurtalık kanserleri dahil olmak üzere birçok kanser türüne neden olduğu gösterilmiştir. Akrilamid dışında kahve ekinlerine yüksek oranda glifosat ve 2-4-D gibi pestisit ilaçlar da kullanılmaktadır. Bu iki kimyasal da sağlıkla ilgili pek çok olumsuz etkiye sahiptir.
Bir fincan kahvenin içerdiği kafein, kahvenin cinsine ve demlenme şekline göre değişmekle beraber 40-100 mg arasındadır. Günlük kafein tüketiminin sağlık açısından 400 mg geçmemesi önerilmektedir. Kafein sadece kahvede değil aynı zamanda çay, enerji içecekleri, kakao içeren ürünler ve ilaçlarda da bulunmaktadır. Yüksek düzeyde kafein tüketmenin sağlığımız üzerine olumsuz etkilerinin olduğu da unutulmamalıdır.
Kahve tüketimindeki bu olumsuzlukların en azından bazılarını en aza indirmek için, seçebiliyorsak organik ve az kavrulmuş kahve seçmek ve miktar olarak haftada 3-4 ile sınırlamak gerektiğini hatırlatmak isterim.