Obesitede Akupunktur Uygulamaları
OBESİTEDE AKUPUNKTUR UYGULAMALARI
Obesite, en basit tanımla kişinin vücut yağ miktarının fazla olmasıdır. Bu basit tanıma rağmen obesite, kompleks bir hastalık olarak ele alınmalıdır. Bunun yanında diyabet, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması gibi birçok kronik hastalığın zemininde obesite bir etkendir. Bu kadar çok sistemi etkileyen obesitenin, yaşam kalitesini de azalttığı da unutulmaması gereken başka bir konudur.
Vücuttaki ideal yağ oranı erkeklerde % 12-18, kadınlarda ise % 20-30 olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında santral yağlanma dediğimiz bölgesel yağlanma da sağlık açısından önemli bir kriterdir.
Obesite, en basit tanımla kişinin vücut yağ miktarının fazla olmasıdır. Bu basit tanıma rağmen obesite, kompleks bir hastalık olarak ele alınmalıdır. Bunun yanında diyabet, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması gibi birçok kronik hastalığın zemininde obesite bir etkendir. Bu kadar çok sistemi etkileyen obesitenin, yaşam kalitesini de azalttığı da unutulmaması gereken başka bir konudur.
Vücuttaki ideal yağ oranı erkeklerde % 12-18, kadınlarda ise % 20-30 olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında santral yağlanma dediğimiz bölgesel yağlanma da sağlık açısından önemli bir kriterdir.
Obesite için en çok kullanılan kriterler, vücut kitle endeksi ve bel çevresi ölçümüdür. Vücut kitle endeksi, vücut ağırlığının (kg) boyun karesine (m²) bölünmesi ile hesaplanır. İdeal bel çevresi ise kadınlarda 80 cm, erkeklerde 94 cm’nin altında olmalıdır.
Obesitenin gelişmesinin temelinde bazı nedenler bulunmaktadır:
-Yanlış ve fazla beslenme alışkanlıkları
-Fiziksel aktivite azlığı
-Kullanılan bazı ilaçların yan etkileri (antidepresanlar, hormon ilaçları)
-Hormonal etkenler ve metabolizma yavaşlığı
-Yaş ve cinsiyet
-Alkol kullanımı
-Genetik nedenler
Akupunktur ile obesite tedavisi sırasında:
- Beyinde bulunan iştah merkezimiz dengeye getirilerek diyete uyum arar
- Diyete bağlı olarak kişi kendini halsiz hissetmez
- Serotonin ve endorfin seviyesi artar
- Özellikle bel ve karın bölgesine lokal uygulanan iğneler ile bölgesel incelme görülür.
Hipotalamus, vücudumuzda açlık ve tokluk uyarılarını kontrol eden bir merkezdir. Aslında hipotalamus beynimizin %1 gibi çok küçük bir kısmını oluşturmasına rağmen hem duygu hem de hormon sistemlerinde çok önemli roller alır. Hipotalamus bir çok çekirdekten oluşmuştur ve her bir çekirdeğin bir görevi vardır. Örneğin lateral çekirdek susuzluk ve açlık merkezini yönetir. Hayvanlarda yapılan çalışmalar da bu çekirdeğin uyarılması ile hayvanda hiperfaji yani fazla yeme ortaya çıkmıştır. Aynı şekilde ventromedial çekirdek kişinin haz duyusu ve de tokluk merkezini yönetmektedir. Kulak akupunkturu ile hipotalamustan kaynaklanan açlık-tokluk uyarılarını düzenlenmek hedeflenmektedir.
Ghrelin, iştah hormonu olarak adlandırılan bir hormondur. Büyük oranda midemizin fundus denilen kısmından salgılanır. Etkisini hipotalamusta bulunan büyüme hormonu salgılatıcı reseptöre (GSH-R) bağlanarak gösterir, bu nedenle vücuttaki etkileri çok çeşitlidir. Büyüme hormonu salınımı, enerji dengesi, açlık duygusu ve vücut ağırlığı kontrolü gibi. Ghrelin hormonu seviyesi açlık halinde yükselir, tokluk halinde ise düşer. Kan seviyesi yiyecek alımını takiben 60-120 dk içerisinde düşmektedir. Bunun dışında proteinden ve yağdan zengin beslenme ile salınımı azalırken, fruktoz yani meyve şekeri ile artmaktadır. Gherilin’in açlık etkisine karşın vücutta tam tersi mekanizma ile çalışan hormonlar da vardır. Bunlardan en önemlisi leptin adı verilen, cilt altı yağ dokusundan salınan peptid yapılı bir hormondur. Leptin azlığı iştahı arttırken, artması iştahı azaltır. Ancak vücut yağ dokusunun çok artması ile aynı insülin direnci gibi maalesef leptin direnci gelişebilmektedir. Leptin eksikliği veya fazlalığı obesite, diyabet ve infertilite ile ilişkili bulunmuştur. Ghrelin ve leptin hormon salınımlarında meydana gelen değişikliklerle stres ve depresyona eğilimi artmaktadır. Stres ve depresyonun iştahı etkilemesi sonucunda da obesite de bir kısır döngü oluşmaktadır. Akupunktur ile stres ve depresyon yönetiminin sağlanması bu kısır döngünün kırılmasına yardım etmektedir.
Beyaz yağ dokusu vücudumuzda inflamasyonu arttıran bir dokudur. Aynı zamanda vücuttan atılamayan toksinlerin de birikim yeridir. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü, sağlıklı bir kilo verme programında hormonal dengesizlik ve toksik yüklenmeyi önlemek için haftada 500 mg-1 kg arası, ayda ise 4-6 kg arası önermektedir. Akupunktur tedavisi sırasında detoks organlarını temsil eden noktalarda uyarılması ile eş zamanlı kişinin detoks kapasitesi arttırılmaktadır.
Kliniğimiz de obesite tedavisinde kulak ve vücut akupunkturu kombine olacak şekilde uygulanmaktadır. Ayrıca bazı vücut akupunkturu noktalarına elektroakupunkturla da uyarı verilmektedir.
Akupunktur tedavisi sırasında kliniğimizde hastanın öncelikle eksik vitaminlerini saptayarak önerilerde bulunuyoruz ve de mutlaka kişinin beslenme şeklini düzenliyoruz. Bu düzenleme de kişinin genel ve bağırsak sağlığını, hareket kapasitesini, yaşam tarzını, inflamasyon düzeyini dikkate alıyoruz.
Akupunktur uygulama sıklığı ise kişinin sağlık ve kilo durumuna göre değişmekle beraber haftada 1 veya 2 seanstır. İlk eteapta toplam 10-12 haftalık ilk etapta vücut ağırlığının ortalama %10-15 olacak şekilde kilo kaybı hedeflenir. İkinci etapta uygulanan akupunktur protokolleri ile kilo koruma programına geçilir.
Sağlıklı bir yaşam sürdürmenin temelinde, sağlıklı ve dengeli beslenmenin olduğu unutulmamalıdır.