Suni Tatlandırıcılar
Dünya Sağlık Örgütü, sağlıklı beslenme kriterleri içinde yetişkinler ve çocuklar için şeker tüketiminin toplam enerji alımının % 10’unun altına düşürülmesini önermektedir.
Bu nedenle özellikle diyabetli ve kilolu kişilerde şeker tüketimine alternatif olarak glisemik indeksi ve kalori değeri düşük olan tatlandırcılar üretilmiştir. Ancak düzenli tatlandırıcı kullanımının güvenli olduğu düşünülse de beklenenin aksine bağırsak mikrobiyatasını bozduğu ve uyku bozukluğu, metabolik sendrom, insülin direnci, obesitede artışa neden olduğuna dair tartışmalar giderek artmaktadır. Bu etkilerin yanında kullanılan tatlandırıcılara özgü yan etkiler de izlenmektedir. Beslenmemizde en iyisi özellikle suni olan katkı maddelerinden uzak durmak. Ancak paketli gıdalarda farkında olmadan pek çok tatlandırıcıya maruz kalmaktayız.
Tatlandırıcılar elde edildikleri maddelere göre suni ve doğal olarak sınıflandırılmaktadırlar.
- Doğal tatlandırıcılar sakkaroz, glukoz, früktoz, galaktoz, maltoz, laktoz, yüksek fruktozlu mısır şurubu ve stevia’dır.
- Suni tatlandırıcılar ise aspartam, sakkarin, sukraloz veasesulfam-K’dır.
- Şeker alkoloidleri ise şekerden elde edilirler. İnce bağırsaktan kana yavaş geçerler ve tam olarak emilmezler. Bu nedenle kan şekeri üzerine etkileri zayıftır:Sorbitol (E420),mannitol (E421), izomalt (E953),ksilitol (E967), eritrol (E968), maltitol (E965), laktitol (E966)
Tatlandırıcılar pek çok paketli ürünlerde bulunmakta:
- Alkolsüz içecekler, toz içecek karışımları ve diyet içecekleri
- Pişmiş hazır gıda ürünleri
- Pudingler
- Konserve yiyecekler
- Kurutulmuş meyveler
- Reçeller
- Ketçaplar
- Ekmekler
- Süt Ürünleri
- Diş macunları
- İlaçlar (özellikle multi vitaminler ve suda eriyenlerde)
Aspartam (E951),şekere göre 200 kat daha tatlıdır ve dünya çapında en çok kullanılan tatlandırıcılardandır. %50 L-fenilalanin, %40 L-aspartik asit ve %10 metanol den oluşmaktadır. Kan dolaşımına girer girmez bu maddelere parçalanmaktadır. Nadir bir genetik hastalık olan Fenilketonüri hastaları, ortaya çıkan fenilalanin aminoasidini parçalayamazlar ve bu nedenle aspartam kullanımı bu hastalar için güvenli değildir. Aspartam düzenli kullanımı ile ortaya çıkabilecek sorunlar tam olarak ortaya konulamasa da yarattığı nörotoksisite ile bilişsel fonksiyon bozukluğu, migren, uykusuzluk gibi pek çok soruna neden olduğu düşünülmektedir.
Sakkarin (E954), şekere göre 300-400 kat daha fazla tatlıdır. Sakarin vücudumuzda metabolize olmaz ve bu nedenle değişmeden atılır. Bir çok diyabetik üründe, multivitaminlerde, diş macunlarında, gazlı içeceklerde, soslardakullanılmaktadır. Kullanım sırasında ağızda metalik tat bırakır. Bağırsak florasında bozulma, ışığa karşı duyarlılık ve alerjik reaksiyonlar yan etki olarak izlenebilir.
Sukraloz (E955), şekerden uygulanan kimyasal reaksiyonlar ile elde edilen suni bir tatlandırıcıdır. Şekerden 400-700 kat daha tatlıdır. Özellikle gazlı diyet içeceklerde kullanılır. Ayrıca ısıl işlem ile stabil kaldığı için kızartılmış ve pişirilmiş ürünlerde de kullanılmaktadır. Genellikle ‘şeker eklenmemiştir’ ibaresi olan paketli ürünlerde sukralose kullanılmaktadır. Sukraloz bir kısmı emildiği için glisemik ve insülin yanıtını da etkileyen bir tatlandırıcıdır.
Asesulfam_K (E950), şekerden 200 kat daha tatlıdır. Isı ile stabil kaldığı için pişirilen hazır yiyeceklerde de kullanılabilir. Sıklıkla turşular, mısır gevrekleri, diyet içecekleri, soslar ve hazır pişirilmiş gıdalarda kullanılır. Ancak vücutta metabolizmayı bozan etkilere sahiptir.
Stevia bitkisi (E960), şeker otu olarak da bilinen Stevia Rebaudiana Bertoni bitkisinin yapraklarından elde edilen doğal bir tatlandırıcıdır.Sakkarozdan 200-400 kat daha fazla tatlıdır. Bitkinin yapraklarından ortaya çıkan steviol glikozidleri bağırsaklardan hiç emilmeden atılmaktadır. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda stevia kullanımına ait toksik bir etki saptanmamıştır.
Ksilitol(E 967) ve eritritol (E968), kimyasal olarak elde edilen şeker alkoloidleridir. Karbonhidrat olmalarına rağmen, kan şekerinde ani yükselmelere ve dalgalanmalara neden olmaz. Doğal tatlandırıcı olduğu için pek çok sebze ve meyvede bulunur. Tatlandırma gücü ksilitolünsakkaroz ile aynıikeeritritolün %70 daha azdır.Ksilitol daha çok dişlerde çürüklere neden olan Streptoccocusmutans’ın üremesini azaltarak diş çürüklerini önleyen bir madde olarak diş hekimliğinde kullanılmıştır. Özellikle şekersiz sakızlarda diş sağlığı ve ferahlık hissi için de kullanılmaktadır. Yapılan hayvan deneylerinde ksitilol’ünince bağırsaklardan kalsiyum emilimini arttırdığı gösterilmiştir. Ksilitol ve eritritol yan etki olarak fazla tüketildiğinde ishale neden olabilirler.